Beslenme

Günlük hayat herkesi yoruyor. Bu koşturmaya direnmenin, bedenimizi dinç tutmanın yolu ise doğru sebze meyvenin yanı sıra mikrobesin ve lif kaynaklarını gereken miktarda tüketmekten geçiyor. Herbalife Beslenme Danışma Kurulu Üyesi Doç. Dr. İsmet Tamer, 9 maddede vücudu daha enerjik kılacak besinleri sıraladı

Sağlıklı bir yaşam için olmazsa olmazlardan biri olan yeterli sıvı tüketimi sıcak yaz günlerinde önemini arttırıyor. Aşırı terleme nedeniyle vücudun artan sıvı ihtiyacını karşılamak için ise farklı alternatifler aranıyor. Ancak bu alternatifler kilo alımına sebep olabilir.

Kalori saymaya başladıysanız dikkat!

Bu tatilde şöyle vurayım yollara, o kent senin bu kent benim gezeyim diye bir plan yapıyor ya da iş nedeniyle sık sık seyahate çıkıyorsanız, dikkat! Bu seyahatlerin bedeli fazla kilolar olabilir.

Uzmanlar, her yaşta süt içerek kalp sağlığını yakından ilgilendiren hipertansiyonun önlenebileceğini, hipertansiyonu kontrol altında tutmak için günde iki bardak süt içilmesi gerektiğini vurguluyor.

Hipotiroidi hastalarında troid bezi az çalıştığı için vücudun da çalışma hızı düşmekte ve kilo almaya yatkınlık başlamaktadır. Bu nedenle düzenli beslenme düzeni oturtmak şarttır. Hipotroidi hastaları beslenmelerinde nelere dikkat etmeli? 3 ana 3 ara öğün yapmanın vücudun çalışma hızını arttıracağını söyleyen Diyetisyen Fatma Yılmaz, hipertiroidi hastalarına beslenme önerilerinde bulundu.

Serinlemek için yapmamız gereken şey, seçimimizi sağlıklı içeceklerden yana kullanmak olmalı. Bunun için mutfağınızda her zaman yer alan besinlerden yararlanabilirsiniz.

Tatilde kilo almamak için besinleri doğru ve dengeli bir şekilde tüketmek gerekiyor. Çiğ olarak tüketilen renkli sebze ve meyveler, yağ depolanmasının önüne geçerek fit görünümü korumaya yardımcı oluyor.

Kemoterapi tedavisinde dengeli ve yeterli beslenmek, tedavinin yan etkileri ile başa çıkabilmek, zedelenmiş normal dokuların iyileşmesini hızlandırmak, enfeksiyondan korunmak ve oluşabilecek komplikasyonları önlemek konusunda başarı sağlıyor.

Temel kaynağı güneş olan D vitamini, ultraviyole B ışınlarının cilde temas etmesi ve bu sayede ciltte oluşan bazı metabolik süreçlerin sonunda üretiliyor. Bu nedenle gün ışığından yararlanamayan kişiler ile evden pek fazla dışarıya çıkamayan yaşlılar D vitamini yetersizliği açısından risk taşıyabiliyor.