Sürdürülebilirlik

Türkiye'de yılda 1,5 milyon ton bitkisel yağ gıda amacı ile kullanılıyor ve bu yağlardan yaklaşık 150 bin ton atık yağ oluşuyor. Geçen yıl toplanan atık yağ miktarı 38 bin ton oldu.

TEMA Vakfı 2010-2011 yıllarında akademisyenler, danışmanlar, hukukçular ve uzmanların katkısıyla hazırladığı su kanunu tasarısı önerisi ile karar vericileri ekosistemlerin su hakkını ve toplumun kaliteli ve yeterli suya erişim hakkını temel alan önerilerini dikkate almaya davet etti.

Unilever Türkiye ve UNICEF, Metro’nun “Su Hareketi” projesi kapsamında Birleşmiş Milletler Dünya Su Günü’nde, insani kriz ortamında yaşamını sürdüren çocukların temiz suya erişimine destek oluyor.

İklim değişikliği ve hızlı nüfus artışının doğurduğu sorunlar sebebiyle temiz su kaynaklarının hızla azaldığı dünyada, halihazırda 844 milyon insanın temiz suya ulaşamadığı ortaya çıktı.

BM Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) yeni raporuna göre, 2005 ve 2015 yılları arasında doğal afetler gelişmekte olan ülkelerin tarım sektörlerinde 96 milyar ABD doları zarara yol açtı. Zararlar mahsul ve hayvancılık üretimindeki kayıplardan oluşuyor. Rapora göre bu zararın yarısı Asya’da meydana geldi.

Küresel nüfusun arttığına ve 2050 yılına gelindiğinde 9 milyar insanın beslenmesi gerekeceğine dikkat çeken BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Genel Direktör Yardımcısı Maria Helena Semedo toprakları, gıda üretimi ve ormanları yönetme şeklimizi değiştirmenin gıda güvenliğini garanti altına almak için hayati önemde olduğunu söyledi.

Belediyeler, köyler, imalat sanayi işyerleri, termik santraller, organize sanayi bölgeleri (OSB) ve maden işletmeleri tarafından 2016 yılında 17,3 milyar m3 su doğrudan su kaynaklarından çekildi.

TEMA Vakfı, “Yeryüzü Eğitimi: Değişen Gezegende Eğitimi Yeniden Düşünmek” temalı Dünyanın Durumu 2017 kitabını ve eğitimde çocuk doğa ilişkisinin önemini bir basın toplantısı ile duyurdu.

Seferihisar Belediyesi ve Cittaslow Türkiye Ağı, yerel yönetim vizyonunu Birleşmiş Milletler tarafından belirlenen “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri” doğrultusunda uyarlama ve geliştirme çalışmalarına başladı.

“Çiftçiler iklim değişikliğine nasıl uyum sağlıyor?” anketi, çiftçilerin yüzde 96’sının iklim değişikliğinin bilincinde olduğunu ancak yaşanan doğa olayları sonrasında büyük oranda herhangi bir yardım ya da maddi destek almadığını ortaya koydu. İklim değişikliği konusunda genel olarak kimlerle görüştükleri sorusuna verdikleri cevaplarda ise, yüzde 40,54’lük oranla, çiftçilerle en çok görüşen grubun gübre ve ilaç firmaları gibi özel şirketlerin temsilcileri olduğu ortaya çıktı. Devlet temsilcileri olan İlçe Ziraat Müdürlüğü yetkilileriyle görüşme oranı yüzde 24,64 olurken, akademisyenlerle görüşme oranı ise yüzde 3,87 olarak gerçekleşti.