Süt üreticisinin kayıp yılı: 2018

0
667
Vehbi Özkanlı / [email protected]

2018 yılı süt üreticisi için zarar edilen bir yıl olarak geçti. Haziran seçimlerinden sonra yaşanan kur dalgası ve akabinde yüksek enflasyon etkisiyle süt üreticisi, süt fiyatını maliyet noktası litre başına 2.60 TL’ler de kapattı. Ancak sütü 1,70 TL’nin altında satmaya devam etti. Hep yazılan, anlatılan sorunlar yaşanmaya devam ederken; süt alımı yapan firmaların ödeme vadelerini 90 günlerin üzerine çıkarması ise felaket senaryolarının yaşanmasına neden oldu. Süte karşılık zorla satılan yem, alınamayan ödemelerle 2018, kayıp yıl olarak tarihe damgasını vurdu.

2019’da yaklaşan seçimler nedeniyle iktidar tarafından yapılan açıklamalar süt üreticisinin zararını teyit etmiştir. İktidar, bir yandan ‘sorunların farkındayım ama süt fiyatını arttırmıyorum’ derken, diğer yandan destek ödemeleri ile üreticiye nefes aldırmayı da amaçlamıştır. Ancak Ocak ayı itibariyle süt üreticisinin bileşik zarar süt maliyet fiyatı 4,66 TL’yi aşmıştır. Süt üreticisi enflasyon datasına kurban edilirken, ineklerin bir kısmı kesime gitmiş, üreticinin elinde danalar kalmış ve satışları maalesef kasalara nakit olarak girmemiştir.

2019 yılı sadece süt üreticisi için değil, hepimiz çok zor bir yıl olmaya adaydır ve bu kesindir. Bunu gören iktidarın, tüm kesimleri ilgilendiren bir dizi kurtarma paketlerini devreye almaya devam ettiğini söylemek mümkündür.

Zincir marketlerin ödeme vadelerini 90 gün ve üzerine taşıdığı bu ortamda likidite sıkıntısı aşılamamaktadır. Bankaların öteleme, yapılandırma yapma gayretleri maalesef başa çıkılamaz bir hale gelmiştir. 1 Nisan tarihi ve sonrasına ötelenen tüm ödemeler nisandan sonra piyasada yeni bir krizin yaşanacağını açıkça belli etmiştir.

Ekonomide dengelenme, toparlanma söylemleri süt üreticisinin hala çok uzağındadır. Ülke hepimizindir ve tüm kesimlerde feryat çok şiddetlidir. Durum böyle olmasına rağmen, zincir marketler ve süt sanayicileri sanki el birliği ile bir ana sektörü bitirmeye and içmiş gibi gözükmektedir.

Bu saatten sonra ‘çözüm nedir?’ sorusuna hala hiç kimsenin verebileceği bir cevap yoktur. Öyle ki muhalefet bile şiddetli ekonomik krizden bahsetmesine karşın bugün hala tek bir somut çözüm önerisi ile halkın karşısına çıkamamaktadır. Medyada her gece tartışılan tek konu ise büyükşehirlerde kimin, neden başkan olması üzerine boş söylemlerden ibarettir. Bazı medya kuruluşlarına göre ise neredeyse ekonomide hiç sıkıntı yok. Alım gücü düşen halk tedirgin bir bekleyişte; reel sektör ise nefes alamaz hale gelmiştir.

Süt üreticisi örgütlü değildir. Hele eğitimli hiç değildir. Tek yapabildiği, tek başına yapılabilirliği olan gündelik çözümlerle dertlerini geçiştirmektir. Bir dönem milletin efendisi olan köylü, bugün uslu çocuk formatında sessiz sedasız endişeyle yarınları beklemektedir.

2019’un iç karartıcı tablosunu net olarak ortaya koyamazsak çözümlere geçemeyiz. Çözüm ise sütte maliyet hesabının ivedilikle yapılarak yeniden fiyat ve desteklemelerin 2018 Temmuzundan itibaren yapılmasıdır. Süt fiyatının baskılanması kabul edilebilir bir durum değildir. Bin yıldır bu topraklarda ve öncesinde geldiği topraklarda hayvancılık yapan, süt üreten kesim belki binlerce yıllık tarihinde bu kadar mağdur edilmemiştir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz