İngiltere: Çocukların sağlıklı beslenmesi için hükümet müdahalesi gerekli

0
1336
Çocukluk çağında şekillenen beslenme alışkanlıkları, yetişkinlik döneminde bireyleri; obezite, kalp ve damar hastalıkları, kanser ve diyabet gibi pek çok çeşitli hastalıktan koruyabiliyor veya bu hastalıklara yol açabiliyor.

İngiltere Psikoloji Derneği tarafından yayımlanan yeni bir rapora göre, çocukluk çağında dengeli ve sağlıklı bir beslenme için yüksek miktarda yağ ve şeker içeren gıdalara vergi uygulanmasına ve hükümetin reformülasyon ve eğitim konusunda müdahalesine ihtiyaç duyuluyor.

Çocukluk çağında sağlıklı beslenme sağlıklı büyüme ve gelişimin yanı sıra çocukluk çağında görülebilen obezite, diyabet ve astım gibi hastalıklardan korunmak açısından da önem taşıyor. İngiltere Psikoloji Derneği tarafından yayımlanan “Davranışın değiştirilmesi: Çocukluk çağı beslenmesi” başlıklı raporda, çocukluk çağında edinilen beslenme alışkanlıklarının yetişkinlik döneminde beslenme şekli üzerinde muazzam bir etkisi olduğuna dikkat çekiliyor. Rapora göre çocukluk çağında şekillenen beslenme alışkanlıkları, yetişkinlik döneminde bireyleri;  obezite, kalp ve damar hastalıkları, kanser ve diyabet gibi pek çok çeşitli hastalıktan koruyabiliyor veya bu hastalıklara yol açabiliyor.

Rapora göre İngiltere’de 10-11 yaş arası çocukların %75’i tavsiye edilen miktardan daha fazla yağ tüketiyor. Diğer yandan 9-11 yaşları arasındaki çocukların büyük bir çoğunluğu tavsiye edilen miktarın yarısından da az miktarda sebze ve meyve tüketiyor. Raporda aynı zamanda İngiltere’de çocukların yüksek miktarda şeker ve tuz tükettiğini gösteren araştırmalara da dikkat çekiliyor.

Hükümet müdahalesi ve eğitim

Raporun yazarlarından Surrey Üniversitesi Sağlık Psikolojisi Profesörü Jane Ogden: “Hükümetin müdahalesini ve gıda endüstrisi ile birlikte çalışmayı kapsayacak yasal ve yapısal değişiklikler, evde daha sağlıklı bir ortamı destekleyecek ebeveyn programları ve okul temelli müdahaleler çocukların gıda hakkındaki düşüncelerini ve gıda tercihlerini direkt olarak değiştirebilir.”

Raporda üreticileri ürünlerindeki yağ, şeker ve tuz miktarını azaltmaları ve/veya yüksek miktarda yağ içeren, şekerli ve tuzlu gıdaları daha açık bir şekilde etiketlemelerini sağlama konusunda hükümetin baskı yapması çağrısında bulunuluyor.  Hükümetin ayrıca yüksek miktarda yağ ve şeker içeren gıdalara uygulanan vergiyi arttıracak yasal düzenlemeler yapması çağrısında bulunuluyor.

Çocukluk çağında sağlıklı ve dengeli beslenmenin sağlanabilmesi için eğitimin de önemli bir yeri olduğuna dikkat çekilen raporda; gıda, beslenme, yetersiz beslenme, obezite ve sağlıklı beslenmenin ve egzersizin desteklenmesi konularına  odaklanılacak ebeveyn programları geliştirilmesi tavsiye ediliyor.

Raporun yazarlarından Surrey Üniversitesi Sağlık Psikolojisi Profesörü Jane Ogden; “Hükümetin müdahalesini ve gıda endüstrisi ile birlikte çalışmayı kapsayacak yasal ve yapısal değişiklikler, evde daha sağlıklı bir ortamı destekleyecek ebeveyn programları ve okul temelli müdahaleler çocukların gıda hakkındaki düşüncelerini ve gıda tercihlerini direkt olarak değiştirebilir.” açıklamasında bulunuyor.

Gelişme ve taahhütlere rağmen

Profesör Ogden’nin davranış değişikliklerinin sadece yasal düzenlemeler ve fiyat değişiklikleri ile sağlanabileceği iddiası gıda endüstrisi tarafından tercih edilen özdenetim duruşunun yeterince güven vermediğini gösteriyor.

Her ne kadar ilave şeker içeren içeceklere çeşitli ülkelerde ek bir vergi uygulanıyor olsa da gıdalarda yağ ve tuz oranını kontrol altına almak amacıyla uygulanan bir vergi bulunmuyor. Bu konuda sorumluluk gıda üreticilerinin üzerinde. Gıda üreticilerinin hem tat ve maliyet arasındaki dengeyi koruyarak hem de tüketicilerin tepkisini çekmeden popüler ürünlerini aşama aşama reformüle etmeleri gerekiyor.

Gıda endüstrisinin reformülasyon konusunda çeşitli adımlar atmış olmasına ve taahhütler vermiş olmasına rağmen endüstri üzerindeki baskı günden güne artmaya devam ediyor. Bu yıl Haziran ayında Avrupa Sağlık Bakanları Konseyi üye ülkelerin yıl sonuna kadar gıda bileşimini geliştirmek için ulusal planlarını sunmaları talebinde bulundu.

İngiltere’de ülke genelinde gönüllülük esasına dayanan trafik ışıkları etiket sistemi kullanılıyor olsa da raporda gıda üreticilerinin yüksek miktarda yağ, tuz veya şeker içeren gıdaları daha açık bir şekilde etiketlemesi gerektiği belirtiliyor.

Raporda ayrıca şeker içeren gazlı içeceklerin ve atıştırmalıkların okullarda satışının yasaklanması gerektiği de belirtiliyor.

Avrupa Alkolsüz İçecekler Derneği (UNESDA) Şubat ayında yaptığı açıklamada endüstrinin gazlı ve gazsız içeceklerde 2000 ve 2015 yılları arasında ilave şeker kullanımını %12 oranında azalttığını açıklamış ve 2020 yılına kadar ürünlerinde bulunan ilave şeker miktarını %10 daha azaltma taahhüdünde bulunmuştu.

UNESDA ayrıca Eylül ayında yaptığı basın açıklamasında ise 2018 yılı sonu itibari ile Avrupa Birliği genelinde orta okullarda ilave şeker içeren içecek satışına son verme taahhüdünde bulunmuştu.

Profesör Ogden, raporda yer alan müdahale tavsiyelerinin evde ve dışarıda  gıda ile ilgili daha dikkatli tercihler yapılmasını sağlayacağını savunuyor. Ogden; “Şimdiye kadar İngiltere hükümeti gıda endüstrisinin daha sorumlu bir şekilde davranması tavsiyesinde bulundu, ancak daha fazlasını yasal düzenlemeler ile sağlayabilir.” açıklamasında bulunuyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz