25.7 C
Ankara
Cuma, Nisan 26, 2024

“Otoyol ve köprü geçiş ücretleri gıda fiyatlarının artmasına neden oluyor”

Okumalısınız!

Yaşam İçin Gıda
Yaşam İçin Gıda
Gıda, yaşamdır! Yaşamınız söz konusu olduğunda efsaneleri bir kenara bırakın!

Otoyol ve köprü geçiş ücretlerinin artmasının başta yaş meyve sebze ile gıda fiyatlarının artmasında önemli rol oynadığı belirtildi.

Otoyol ve köprü geçiş ücretlerinin artmasının başta yaş meyve sebze ile gıda fiyatlarının artmasında önemli rol oynadığı belirtildi.

Antalya Kent Konseyi Tarım Çalışma Grubu para kazanamayan üretici ve pahalı tüketen tüketicinin sorunlarına çözüm bulmak amacıyla Tarım Raporu hazırladı. Sorunların çözümü için önerilerin yer aldığı rapor Tarım ve Orman Bakanlığı ile ilgili kurum ve kuruluşlara gönderildi.

Türkiye cam ve plastik sera varlığının yarıdan fazlasının Antalya’da bulunduğu, örtüaltı sebze üretimi bakımından türlere göre Türkiye üretiminin yüzde 30-50’sini tek başına karşıladığı belirtilen raporda, ‘’Türkiye toplam portakal üretiminin yüzde 30’u, elma üretiminin yüzde 7’si, nar üretiminin yüzde 23’ü, muz üretiminin yüzde 40’ı, avokado üretiminin yüzde 80’i Antalya’da üretilmektedir” denildi.

Üretim maliyetleri çok arttı

Raporda, üreticinin artan maliyetleri de yer aldı. Son bir yılda kimyasal gübrelerde yüzde 50-80, zirai ilaçlarda yüzde 40-55, tohum ve fide fiyatlarında yüzde 30-40 arasında artış olduğu vurgulanan raporda, motorin ve elektrik fiyatlarındaki artışlarında üretim maliyetini artırdığına dikkati çekildi.

Antalya’da bir sera domates üreticisinin 1 kilogram domates için yaptığı üretim masrafının 2-2,5 lira olduğu ifade edilen raporda, şu görüşlere yer verildi.

‘’Üreticinin satış fiyatları, girdi fiyatlarındaki artışa paralel olarak artmamaktadır. Üretici bazı yıllar masrafını bile karşılayamamaktadır. Motorin, otoyol ve köprülerin geçiş ücretlerindeki yüzde 25-27,5’lik fiyat artışları üretim bölgelerinden başta İstanbul olmak üzere kentlere nakliye ücretlerinde artışa neden olmuştur.” 

Türkiye’de üretici ve tüketici örgütlülüğünün yok denecek kadar az olduğu dile getirilen raporda, kooperatifleşmenin yeterine işletilmediği, tarımda, üretim planlaması olmamasının pazarda arz-talep dengesini bozduğu belirtildi.

Tarım sigortasının (TARSİM) yaygınlaşmadığı bu nedenle yaş meyve sebze üretiminin don, aşırı sıcaklık, dolu, sel vb gibi doğal afetlerden çok zarar gördüğü vurgulanan raporda, şöyle denildi.

‘’Sigorta bedelleri devlet yüzde 50’sini karşılasa da yüksektir. Üreticilerin önemli bir kısmı, üretimlerini devam ettirebilmek için, bankalara ve tarım kredi kooperatiflerine borçlanmaktadır. Son yıllarda, özellikle de pandemi döneminde üretici yeterince kazanamadığı için banka ve tarım kredi kooperatiflerine olan borcunu ödeyememektedir.”

Hallerde analiz laboratuvarları yok

Raporda, özellikle küçük ilçe toptanı hallerinde bina ve altyapı sorunları olduğu, soğuk hava depoları, ürün işleme ve paketleme tesisleri ile analiz laboratuvarları bulunmadığı vurgulandı. Raporda şu görüşlere yer verildi.

‘’Antalya merkez halinde Tarım Bakanlığının Gıda analiz laboratuvarı mevcuttur. İhracat yapılacak yaş sebze ve meyvelerde analiz yaptırmak zorunludur. Bazı komisyoncu veya tüccarlar görev tanımları içinde olmamasına rağmen üretim dönemi başlangıcında üreticinin fidesini ve bazı girdilerini karşılayarak üreticiyi kendilerine bağlamaktadır. Bu durum üreticinin de işine geliyor gibi gözükse de üreticinin satış fiyatlarını etkilemektedir. 

Komisyoncu ve tüccarlar yasada çok açık belirtilmesine rağmen, üreticiden teslim aldığı ürünün bedelini 15 gün veya bir ay içinde değil, 3-5 ay gibi vadelerle ödüyor. Tüccarlar, özellikle meyve üreticisinden ürününü bahçeden veya tarladan toptan satın almakta, parti parti ürünü pazara sunmakta veya depolamaktadır. Bu arada oluşabilecek doğal afetleri de dikkate alarak zarar etmemek için ürünü daha pahalıya satmaktadır. Karpuz, kavun gibi bazı ürünleri tarla başında alan bazı hal dışı kayıtsız tüccar, üreticinin ürününü alıp ürün bedelinin bir kısmını ödemeden kayboluyor. Zincir marketler, tüketici fiyatlarının yükselmesine, üreticinin de daha az kazanmasına neden oluyor. Bu marketlerin aldıkları ürünün bedelini geç ödemeleri, satılmayan veya özellikle küçük ilçe hallerinde denetim az kayıt dışılık fazladır. Kesilen faturaların gerçekleşen satış fiyatlarından farklı olduğu dile getirilmiştir.”

Öneriler

Tarım Çalışma Grubunun hazırladığı raporda, şu önerilerde bulunuldu:

“5957 sayılı yasada değişiklik yapılarak bütün ürünlerin hal sistemi içinden geçmeli, hal içi ve dışı tüccar kavramı yasadan çıkarılmalı. Yasal sınırları iyi çizilmiş komisyonculuk sistemi oluşturulmalı. 

-Hallerde her türlü denetim sıkı şekilde yapılmalı. Yaş sebze meyvelerde fiyatların daha istikrarlı olması, üreticinin para kazanabildiği, tüketicinin de daha uygun fiyata tüketebildiği bir sistem kurulabilmesi ve yasal düzenlemeler için sağlıklı, çağdaş hal ve pazaryerleri oluşturulmalı. 

-Komisyonculuk sistemi tekrar düzenlenmeli, haller, sadece görev sınırları belirlenmiş komisyonculardan oluşmalıdır. Komisyoncu üreticiye fide ve bazı girdileri sağlamamalı, sadece üreticiye aracılık yaparak üreticinin satılan ürününden yasal mahsupları yaparak üreticinin parasını yasal süresi içinde en geç bir ay ödemelidir. 

-Kooperatifler hariç üreticilerin hal dışında toptan ürün satışı yasaklanmalı. Üretici, yasada da yer alan hal içindeki üreticiye ayrılan bölümde ürününü toptan satabilmeli, perakende olarak da pazaryerlerinde, üretici pazarlarında satabilmelidir. 

-Hal kayıt sistemine hal’e ürün getiren bütün paydaşlar, üreticiler, perakende ürün satan pazarcılar, manavlar, marketler kayıt edilmelidir. Tarım ve gıda temini, arz ve talebe göre oluşan serbest piyasa ekonomisi kurallarına göre olmamalıdır. Piyasayı dengeleyecek kamu iktisadi kuruluşlarının olması gerekir. 

-5957 sayılı kanunda değişiklik yapılarak, oluşturulacak bir kurul tarafından üreticinin üretim maliyetleri de göz önüne alınarak, hallerde ‘taban fiyat’ veya ‘azami kar haddi’ gibi kuralların getirilmeli.

-Üretim bölgelerindeki hallerde ‘ürün işleme ve paketleme tesisleri’ kurulmalı. Üreticinin ürünü kalite sınıflarına ayrılarak üründeki firenin önüne üretim bölgesinde geçilmeli.

-Özellikle zincir marketlerin bu konudaki iadeleri ortadan kaldırılmış olacaktır. Komisyoncular, yasada da belirtildiği gibi üreticiden teslim aldıkları ürünün bedelini en geç 15 gün, ürünün marketlere satışı halinde ise en geç 30 gün içinde ödenmeli. 

Otoyol ve köprü geçişleri indirimli olmalı

-Üreticilerin daha ucuza üretim yapabilmelerine yardımcı olmak amacıyla, gübre, ilaç, yakıt ve enerji harcamalarındaki bazı vergiler, harcama belgesi karşılığında üreticiye iade edilmeli. 

-Tarım sigorta primleri düşürülmeli, diğer sigorta işlemlerinde olduğu gibi ‘hasarsızlık indirimi’ uygulanmalıdır. Yaş sebze ve meyvelerin nakliyesinde motorin, otoyol ve köprü ücretlerinde indirimli fiyat uygulanması özellikle İstanbul’da yaş sebze fiyatlarındaki fahiş fiyat artışlarının oluşmamasına önemli katkı sağlayacaktır.

-Üretici pazarları kurulmalı, kooperatifleşme teşvik edilmelidir. Belediyeler Toptanı hallerinde ziraat ve gıda mühendisleri istihdam etmeli.

-Bölgeler bazında tüm ürünlerin üretim ve tüketim envanteri çıkarılarak, köyler ölçeğinde üretim planlaması yapılmalıdır.’’ 

Kaynak: Ajans Bizim

[mc4wp_form id=”25750″]

Son Haberler

Elveda…

Yaşam İçin Gıda Haber Sitesinin Kurucusu, Genel Yayın Yönetmeni Sayın Metin Ertunç 20 Mayıs 2021 tarihinde geçirdiği kalp krizi...