Dünyayı besleme şeklimiz sürdürülebilir değil!

0
881
Günümüzde dünya genelinde suyun %85’i tarımsal sulamada kullanılıyor. Su tüketimi ile ilgili önemli değişiklikler yapılmazsa 2050 yılında insanların çoğu ciddi su sıkıntısı çekecekler.

Geçen yılın gıda politikalarına ve gelecek yılın sunacağı fırsat ve muhtemel sorunlara yer veren 2016 Dünya Gıda Politikaları Raporu batı tarzı beslenmenin kesinlikle sürdürülebilir olmadığını ortaya koyuyor.

ifpri_logoUluslararası Gıda Politikaları Araştırma Enstitüsü tarafından yayımlanan 2016 Dünya Gıda Politikaları Raporu, 2015 yılı gıda politikalarındaki önemli gelişmelere ve olaylara  geniş kapsamlı bir bakış açısı sunmanın yanı sıra 2016 yılının sunacağı fırsat ve muhtemel sorunları da inceliyor.

Günümüzde dünya genelinde gıda sisteminin pek çok zayıf yönü bulunuyor: yaklaşık 800 milyon insan aç, insanların üçte biri yetersiz besleniyor, bazı ekinlerin yarısından fazlası sofraya kadar gelemiyor ve dünyamız çevre dostu olmayan tarımsal uygulamalar nedeniyle zarar görüyor. Dünya nüfusunun gelecek yıllarda hızla artması beklenirken, bir yandan iklim değişikliği ile mücadele edip bir yanda da insanların daha verimli ve sürdürülebilir bir şekilde nasıl beslenebileceğinin yollarının araştırılması gerekiyor.

Uluslararası Gıda Politikaları Araştırma Enstitüsü (IFPRI) Başkanı Shenggen Fan.
Uluslararası Gıda Politikaları Araştırma Enstitüsü (IFPRI) Başkanı Shenggen Fan.

Uluslararası Gıda Politikaları Araştırma Enstitüsü (IFPRI) Başkanı Shenggen Fan; “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri bizlere gelecek onbeş yıl içerisinde açlığı ve yetersiz beslenmeyi sona erdirmek gibi zorlu bir görev veriyor.  Bu rapor da bizlere eğer bu hedeflere ulaşmak istiyorsak yapacak çok işimiz olduğunu gösteriyor. Kimsenin aç bir şekilde uyumaması sağlamak için; etkili, kapsamlı, iklim standartlarına uyumlu, sürdürülebilir, beslenme ve sağlığa dayalı ve işletme dostu yeni bir küresel gıda güvenliği sistemini teşvik etmeli ve desteklemeliyiz.” açıklamasında bulunuyor.

Bu yılın raporu pek çok Sürdürülebilir Kalkınma Hedefinin gerçekleştirilebilmesi için dünyanın karşı karşıya kalacağı fırsat ve zorluklarla ilgili yapılmış en son araştırmaların da değerlendirmesine yer veriyor.   Raporda; iklim değişikliği, küçük toprak sahibi çiftçiler, sürdürülebilir beslenme, gıda atık ve kayıpları ve su yönetimi başlıklı bölümlere yer alıyor.

İklim değişikliği ve küçük toprak sahibi çiftçiler

İklim değişikliğinin tarım üzerinde olumsuz etkilerini sürdürmeye devam edeceği yönünde güçlü kanıtlar bulunuyor. Her yıl neredeyse Orta Amerika’nın en büyük ülkesi Nikaragua’nın yüzölçümüne yakın, 12 milyon hektarlık bir alan kuraklık ve çölleşme nedeniyle tarımda kullanılamaz hale geliyor. Bu durum özellikle Afrika’da kurak alanlarda tarım yapan 200 milyon civarında küçük toprak sahibi çiftçiyi etkiliyor.

Diğer taraftan Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’ne göre sera gazı salınımının beşte birinin sorumlusu küresel gıda sistemi. Artan nüfusun beslenebilmesi ve iklim değişikliğine adaptasyon ve iklim değişikliğinin etkilerini hafifletilebilmesi için, daha verimli bir şekilde su kullanacak ve daha fazla verim sağlanabilecek iklime uyumlu ekinlerin geliştirilmesi önem taşıyor.

Beslenmede değişim

Dünya genelinde obez insan sayısı yetersiz beslenen insanların sayısının iki buçuk katı. Şehirleşme, gelir seviyesinin artması ve hayvansal proteine de talebin artması, gelişmekte olan ülkelerde beslenme şekillerini değiştiriyor. Örneğin en fazla kaynak gerektiren ve çevresel etkisi yüksek seviyede olan büyük baş hayvanlardan elde edilen kırmızı etin tüketimi artış sergiliyor. Bir birim protein tüketimi için kırmızı et üretimi sütten dört kat fazla alana ihtiyaç duyuyor aynı zamanda sera gazı salınım oranı da süt üretiminin dört katı. Kırmızı et beyaz ete göre yedi kat daha fazla, baklagillere göre ise yirmi kat daha fazla kaynak gerektiriyor.

2009 yılında dünya nüfusuna bir Amerikalının daha eklenmesi gıda üretimi açısından ilave bir hektarlık tarım alanı anlamına geliyordu. Ayrıca bu bir kişinin beslenmesine karşılık her yıl 16.6 metrik ton karbondioksit atmosfere karışıyor, bu miktarda karbondioksit New York ve Los Angeles arasında yedi kez gidip gelen bir arabadan çıkan sera gazı miktarına eşdeğer.

gida_atikGıda atıkları ve kayıpları

Gıda atıklarının ve kayıplarının net miktarının belirlenebilmesi oldukça zor ancak yapılan araştırmaların çoğu üretilen gıdaların %27- %32’si kadarının sofralarımıza hiç ulaşamadığı yönünde tahminlerde bulunuyor. Meyve ve sebze gibi daha hassas gıdalarda atık ve kayıp oranı daha da yüksek. Gıdaların atık veya  kayıp oluşları, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde farklı şekillerde gerçekleşiyor. Gelişmekte olan ülkelerde gıdaların üretim aşamasını atık ya da kayıp olmadan geçirmeleri daha zor. Gıda atık ve kayıplarının önlenebilmesi için bu ülkelerde alt yapı, taşımacılık ve ambalaj sanayilerine yatırım yapılması gerekiyor. Gelişmiş ülkelerde ise gıda atık ve kayıplarına daha çok  perakende sektöründe ve satın almalarının ardından tüketici seviyesinde rastlanıyor. Bu ülkelerde tüketicilerin gıdaların kullanılabilirliği ve görünümleri ile ilgili eğitilmeleri gerekiyor.

Cinsiyet eşitsizliği

Kadınlar iklim değişikliğinin üstesinden gelebilmek için erkeklere göre daha hazırlıksızlar. Gıda ve Tarım Örgütü kadınların erkeklerle kaynaklara eşit derecede erişiminin sağlanabilmesi durumunda tarımsal verimin %30’a yakın bir oranda artabileceğini ve yetersiz beslenen insanların %17 oranında azalabileceğini açıklıyor. Eşitsizliklerin ortadan kaldırılması dünyada yetersiz beslenen insan sayısını 150 milyona kadar azaltabilir.

Su

Günümüzde dünya genelinde suyun %85’i tarımsal sulamada kullanılıyor. İklime uyumlu ekinlerle ilgili inovasyonlar bu miktarı önemli derecede azaltabilir. Dünyada su tüketimi ile ilgili önemli değişiklikler yapılmazsa 2050 yılında insanların çoğu ciddi su sıkıntısı çekecekler.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz