P harfi leziz de M değil mi? Ürün isimlerinin söyleniş şekillerinin, bilinçaltımızın o ürünün lezzeti hakkında karar vermesine ve hatta o ürüne ne kadar ödeyeceğimize etki ettiğini biliyor muydunuz?
Gıdalar, tüketiciler daha onların lezzetine bakamadan tüketiciye çekici gelmeli ve tüketicilerde satın alma isteği uyandırmalı; işte bu, gıda pazarlamanın en zorlu yanı. Dolayısıyla yeni ürünler geliştirirken gıdanın ambalajı, şekli, rengi gibi gıdanın dış görünümünü etkileyen faktörler gıda pazarlamacıları ve marka strateji uzmanları için ürünün raftaki cazibesini arttıran en önemli etmenler.
Ancak ürün isminin telaffuzu daha önce dikkate alınmamıştı. Almanya Köln Üniversitesi’nde gerçekleştirilen bir araştırma; ürünün isminin telaffuzunun, ürünün lezzeti hakkındaki algı ve tüketicilerin bu ürüne ne kadar harcayacakları konusunda ipuçları verebileceğini ortaya koyuyor.
Araştırmacılara göre, pazarlamacılar yeni ürünleri isimlendirirken bu ipuçlarını kullanarak gıdaların çekiciliğini arttırabilir. Peki, bu isimler nasıl olacak?
“Dudakta başlayan ve boğazda biten kelimeler”
P, B ve M gibi harfleri okurken ağızın ön kısmı daha çok çalışıyor ve bu mimik hareketleri yemek yeme ile ilişkilendiriliyor ancak K, H, G gibi harfleri söylerken böyle bir durum söz konusu değil, bu harfler daha boğazdan geliyor.
Örneğin; “Bodok” gibi bir kelimenin telaffuzu sırasında ağzımız yeme hareketine benzer bir şekilde hareket ederken “kodob” kelimesi için tam tersi bir durum söz konusu. Araştırmanın sonuçlarına göre, kelimeleri sesli olarak söylemesek bile bilinçaltımız bu kelimelerden aynı şekilde etkileniyor.
Araştırmacılar, pazarlamacıların ve yeni ürün geliştirenlerin telaffuz ile ilgili bu bilgileri kullanarak ürünlerinin cazibesini arttırabileceklerini belirtiyorlar. Belli bir ürün kategorisinde birbirine benzer ürünlerin bir arada yer aldığı marketlerde telaffuzun etkisi görülebiliyor. Araştırma sonuçları ayrıca, tüketicilerin ürün isminin telaffuzuna bağlı olarak gıdalara daha çok para ödeyebileceklerini de gösteriyor.