18.6 C
Ankara
Cuma, Nisan 26, 2024

Prof. Dr. Birpınar: “Düşük karbonlu üretim modellerine yönelmeliyiz”

Okumalısınız!

Yaşam İçin Gıda
Yaşam İçin Gıda
Gıda, yaşamdır! Yaşamınız söz konusu olduğunda efsaneleri bir kenara bırakın!

“Yeşil Ekonomi” ya da “düşük karbonlu büyüme” olarak adlandırdığımız modern ekonomik büyüme modeline hızla adapte olabilmek için düşük karbonlu üretim modellerine yönelmeliyiz.”

İklim değişikliği ile küresel mücadelede büyük önem taşıyan gelişmekte olan ülkelerde sera gazı emisyonlarının azaltımı çabalarına katkı sağlamak ve piyasa temelli emisyon azaltım mekanizmalarının etkin olarak kullanılması amaçlayan “Karbon Piyasalarına Hazırlık Ortaklığı Projesi – PMR (Partnership of Market Readiness)” ikinci fazı 27 Ocak 2021 tarihinde gerçekleştirilen dijital konferans ile tamamlandı. İki fazdan oluşan projenin ilk Fazı Aralık 2018’de tamamlanmıştı.

Karbon Piyasalarına Hazırlık Ortaklığı Projesi, 2014 yılından bu yana Dünya Bankası tarafından sağlanan hibe desteği ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yürütülüyor. Proje kapsamında gerçekleştirilen faaliyetlerle Türkiye için en uygun karbon fiyatlandırma mekanizması olarak belirlenen emisyon ticaret sistemi (ETS) hakkında kamu ile özel sektör nezdinde kapasite gelişiminin sağlanması amaçlanıyor.

Projenin 2. Fazında pilot ETS uygulanmasına yönelik yasal ve teknik alt yapının oluşturulması için kapsamlı çalışmalar gerçekleştirildi. Karbon Piyasalarına Hazırlık Ortaklığı Projesi’nin 2. Faz’ının tamamlanması vesilesi ile Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar yazılı açıklama yayınladı. Açıklamasında, iklim değişikliğinin çevresel etkilerinin yanı sıra toplumsal ve ekonomik etkilerinin de çok derin olduğunu kaydeden Prof. Dr. Birpınar, “İklim değişikliği ile mücadele için hepimiz üzerimize düşen sorumluluğu almalıyız. Şunu unutmamalıyız ki iklim değişikliği risklerine yanıt olarak geliştirilen çözümler fırsatları da içermektedir.” ifadelerini kullandı.

“Hızla değişen dünyada değişmemenin maliyeti çok daha büyük”

Küresel finansman kaynaklarının artık, çevre ve iklim-dostu teknolojilere öncelik verdiğine işaret eden Birpınar, açıklamasında şunları kaydetti:

“Küresel olarak rekabetçiliğimizi korumak, artırmak ve yeni finansman kaynaklarından faydalanmak istiyorsak, bu trendi yakalamak için azami gayreti göstermeliyiz. “Yeşil Ekonomi” ya da “düşük karbonlu büyüme” olarak adlandırdığımız modern ekonomik büyüme modeline hızla adapte olabilmek için düşük karbonlu üretim modellerine yönelmeliyiz. Avrupa Birliği tarafından yayımlanan yeşil mutabakat ile ihracatının neredeyse yarısını Avrupa Birliği’ne yapan sanayimizi ciddi şekilde etkileyeceğini, özellikle enerji yoğun sektörlere büyük maliyetler getirebilir, buradan hareketle Sayın Bakanımız Murat Kurum’un koordinasyonunda bütüncül ve katılımcı bir yaklaşım ile tüm sektörleri kucaklayan taslak mevzuat hazırlama çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bunun yanı sıra sera gazı azaltımında en maliyet etkin yöntem olan emisyon ticaret sistemine yönelik teknik ve kurumsal altyapı çalışmalarını yaptık. Emisyon ticaret sistemi, enerji dönüşümünü, teknolojik dönüşümü, AR-GE ve inovasyonu tetikleyecek, bu da yeni iş fırsatları sağlayacaktır. Ancak her şeyden önemlisi sürdürülebilir bir doğa ve daha temiz bir hava ile toplum sağlığına katkı sağlayacaktır. Hızla değişen dünyada değişmemenin maliyeti çok daha büyüktür. Gelecek nesiller için iklim değişikliği ile mücadele çalışmalarına devam edeceğiz.”

Kouame: “Türkiye’yi tebrik ediyoruz”

Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Auguste Kouame de Karbon Piyasalarına Hazırlık Ortaklığı Projesi 2. Faz Kapanış Toplantısı vesilesiyle yaptığı açıklamada “Dünya Bankası olarak gelişmiş, gelişmekte olan ve geçiş dönemindeki ülkelerde karbon piyasalarının desteklenmesine yardımcı olmak üzere hayata geçirilmiş olan Karbon Piyasalarına Hazırlık Ortaklığı (PMR) Projesi’nin uygulanmasında Türkiye Hükümetine destek vermekten çok mutluyuz. 2011’den bu yana PMR kapsamında, gelişmiş, yükselen ve geçiş dönemindeki ekonomilere sahip ülkelerde sera gazı emisyonlarının azaltımını kolaylaştırmak için karbon fiyatlandırması ve ilgili piyasa araçlarının tasarlanıp kullanılması desteklendi. Ayrıca, küresel sera gazı emisyonlarının %46’sını oluşturan 23 ülkeye finansman ve teknik yardım sağlandı ki bunların tümü artık bir karbon fiyatlandırma mekanizmasını rahatlıkla uygulayabilecek yeterliliktedir. Türkiye’nin de bu ülkelere katılması bizi mutlu ediyor. Türkiye’yi geniş paydaş istişarelerine dayalı olarak geliştirmiş olduğu Emisyon Ticareti Sistemi (ETS) yasal, teknik ve kurumsal altyapısından dolayı Türkiye’yi tebrik ediyoruz” dedi.

Projenin 2. Fazında pilot ETS uygulanmasına yönelik yasal ve teknik alt yapının oluşturulması için kapsamlı çalışmalar gerçekleştirildi. Bu çalışmalarla Türkiye’de emisyon ticaret sisteminin uygulanması için yasal ve kurumsal altyapıyla birlikte, ETS için emisyon üst sınırı ve tahsisat planları oluşturuldu, ETS simülasyonu uygulaması geliştirildi, ETS için bir kayıt sistemi yazılımı altyapısı geliştirildi, Paris Anlaşması Madde 6’nın Türkiye açısından değerlendirilmesi yapıldı. Proje kapsamında iletişim stratejisi hazırlanmış olup, ETS ve İklim Kanunu ile ilgili olarak özel sektör, sivil toplum örgütleri ve akademideki paydaşlar ile sürekli istişareler yürütüldü.

[mc4wp_form id=”25750″]

Son Haberler

Elveda…

Yaşam İçin Gıda Haber Sitesinin Kurucusu, Genel Yayın Yönetmeni Sayın Metin Ertunç 20 Mayıs 2021 tarihinde geçirdiği kalp krizi...