Aslında seçimleri seviyorum. Sizin de sevdiğinizi düşünüyorum.
Sorulduğunda farklı sebepler söylüyor olsak da sanıyorumesas sebep “seçim” kelimesi.
“Seçim” kelimesi niçin bu kadar önemli?
Çünkü “seçim” kelimesi bize “özgür birer birey” olduğumuzu hatırlatıyor.
Aday mısınız? Keyfiniz bilir
Siyasette adaylık ihtiyaridir yani aday olmak isteğe bağlıdır.
Onları aday olmaya biz zorlamadık. “Ol.” demedik, “İhtiyacımız var.” demedik, “Lütfen.” hiç demedik.
Çıktılar ortaya, “Ülkeyi en iyi ben yönetirim, milleti refah içinde ben yaşatırım.” dediler. Biz de itimat ettiğimize oyumuzu verdik veya vereceğiz.
Yani aday olurken onların keyfi, oy verirken de bizim keyfimiz bilir.
Ama onların şunu iyice anlamaları gerekir:
Sizler de bizler gibi birer insansınız. Herkesin herkesle olduğu gibi bir takım bilgi, beceri ve imkân farklılıklarınız olabilir fakat bunlar sizleri bizlere karşı üstün kılmaz.
Sizlere olan saygımız, önce insan olduğunuz için sonra talip veya sahip olduğunuz makamlar sebebiyledir.
Hizmet mi?
Elbette yapacaksınız. Bu sebeple o makamları işgal ediyor, bu sebeple o makamların imkânlarını kullanıyorsunuz.
Hele bizi sakın “hizmetlerinizi görmemekle ve anlamamakla, sizi takdir etmemekle ve nankörlükle” suçlamayın. İşlerinizi doğru yapın yeter.
Görmediğimize, anlamadığımıza, takdir etmediğimize, nankör olduğumuza inananlarınız aday olmayabilirler, bırakıp gidebilirler; bizce sakıncası yok.
Hem böylece bizi yokluklarıyla cezalandırmış (!) da olurlar.
Kendinizi seyredin
Evet! Sizler de bizler gibi birer insansınız yani bizden üstün değilsiniz.
İnanmıyor musunuz?
Öyleyse açın interneti, oraya, adınızı yazdıktan sonra “gafları veya komik halleri” yazın. Açılan onlarca videoyu ardı ardına tıklayın ve kendinizi seyredin. Seyredin ve kendinize gülün. Çekinmeyin, kahkahalarla gülün. Zaten istemeseniz de aynen böyle olacak.
Güldükçe bizim gibi, güldükçe bizden biri olduğunuzu göreceksiniz.
Gördükçe ve güldükçe kesinlikle mutlu olacaksınız. Garanti ediyorum.
Sonrasında -emin olun- daha başarılı birer parti başkanı, birer milletvekili, birer başbakan, birer cumhurbaşkanı olacaksınız.
Çünkü daha samimi, daha sevgi dolu, daha anlayışlı ve daha güzel bir insan olacaksınız.
Kimlere oy vermeyeceğim
Kimler kendilerine oy vermeyecek olanlara ve rakiplerine hakaret ediyorsa onlara oy vermeyeceğim.
Kimler kendilerine oy vermeyecek olanları ve rakiplerini aşağılıyor ve küçümsüyorsa onlara oy vermeyeceğim.
Kimler kendilerini vazgeçilmez görüyorsa onlara oy vermeyeceğim.
Kimler bizi geleceğimizle korkutuyorsa onlara oy vermeyeceğim.
Nasıl bir memleket istiyorum
Bu isteğimi Cahit Sıtkı Tarancı’dan daha güzel cümlelerle anlatabilecek olsaydım öyle yapardım. Denedim de aslında. Defalarca yazıp sildim. Sonunda büyük şairin muhteşem şiirine teslim oldum.
Cahit Sıtkı’nın aşağıdaki satırları benim için sadece muhteşem bir şiirin mısraları değil, gönülden gelen bir duadır. Her okuduğumda böyle hissederim ve her “olsun”dan sonra “Âmin!” derim.
Hangi partiye ve lidere oy verecek olursak olalım, aşağıdaki gibi bir memleket istemeyenimiz yoktur diye inanıyorum. Öyleyse birlikte “Âmin!” dememizde de bir sakınca yoktur.
Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların, çiçeklerin diyarı olsun.
Memleket isterim
Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.
Memleket isterim
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.
Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikâyet ölümden olsun.