Ana Sayfa Gıda MEYED Başkanı İlker Güney: “Tarım arazilerine rant için dokunulmamalı!”

MEYED Başkanı İlker Güney: “Tarım arazilerine rant için dokunulmamalı!”

0
432
MEYED Başkanı İlker Güney: “Tarım arazilerine rant için dokunulmamalı!”
“Üretimde 3 bileşen olan su, toprak ve meyve işleme sürecinin aynı yerde olması önemlidir. Sözleşmeli tarımda buna dikkat ediyoruz. Sözleşmeli tarımda ürünü doğrudan çiftçiden alıyoruz. Bu şekilde üretilen meyve yabancı ülkeden geri gelmedi.” diyen Meyve Suyu Endüstrisi Derneği (MEYED) Yönetim Kurulu Başkanı İlker Güney, sektörde ciddi kayıplar da olduğunu, en önemli tehdidin ise imar sorunu olduğunu vurguladı. Güney; “Ova zengin ama imar sorunu var. Tarım arazilerine rant için dokunulmamalı. Kesilen her ağaca bir fabrika eksilmiş gibi bakılmalı.” şeklinde konuştu.

Meyve Suyu Endüstrisi Derneği (MEYED) yöneticileri, Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) buluşmalarında ”Meyve suyu üretiminde güvenilirlik neden olmazsa olmaz?” konulu bilgilendirme toplantısına katıldı.

Ekonomi gazetecilerinin ve sektör paydaşlarının bir araya geldiği online toplantıda meyve suyu hakkında doğru bilinen yanlışları düzeltmeye çalıştıklarını ifade eden MEYED Yönetim Kurulu Başkanı İlker Güney; “Çeyrek asırlık bir derneğiz. 93 yılında Aziz Hoca’nın başkanlığında kurulduk. Sofradan kaşığa iş disiplinimiz var. Bu süreçte suyun doğru kullanımı ve doğru ürün tercihini ön planda tutuyoruz.” dedi.

İlker Güney sözlerine şöyle devam etti; 

“Yarı mamul ve ambalajlı olmak üzere iki tür ürün çeşidimiz var. 350 milyon dolar dış satım ve dünyanın her yerinde rekabet gücümüz var. Ülkemiz için gurur vesilesi olan ve çok atletik bir yapımız var. Global gelişmeleri anında izliyoruz. Üreticiye anında yansıtıyoruz. Bu sektör insana topluma yarar sağlamayı hedefleyen kurumsal ahlakı yüksek bir sektördür.”

“En önemli tehdit imar sorunudur.”

Üretimde 3 bileşen olan su, toprak ve meyve işleme sürecinin aynı yerde olmasının önemli olduğunu ifade eden Güney, sözleşmeli tarım ile ürünü doğrudan çiftçiden aldıklarını, sözleşmeli tarımın devlet tarafından desteklenmesini istediklerini söyledi. En önemli tehdidin imar sorunu olduğunu vurgulayan Güney; “Ova zengin ama imar sorunu var. Tarım arazilerine rant için dokunulmamalı.” dedi ve sözlerine şöyle devam etti:

“Sözleşmeli tarım gelir desteği yaratıp, ağaç desteği yaratmak izlenebilirliği artıran ciddi önlemlerdir. Çilek ve nar da ciddi başarılar sağladık. Şimdi de narda ilerideyiz.

Ülkenin her yerinde fabrikalarımız var. Üretimde 3 bileşen olan su, toprak ve meyve işleme sürecinin aynı yerde olması önemlidir. Sözleşmeli tarımda buna dikkat ediyoruz. Sözleşmeli tarımda ürünü doğrudan çiftçiden alıyoruz. Bu şekilde üretilen meyve yabancı ülkeden geri gelmedi.

Algı bence tüketici tarafında var. Son dönemde bize uygulanan ÖTV sektörde bir sıkışma yarattı. Raftaki şeftali ve kaysı fiyatlarını etkiledi. Yüzde 40 bu ürünlerden oluşuyor. Vergi bizim ihracatta ciddi sorunlar yarattı. Yarı mamul ve paketlemede çok ağır bir bilgi kirliliği var. Çok söz söylemek yerine eylemde olmayı yeğliyoruz. Ambalajlı gıdanın tüketim ömrü bellidir. Dünyada teknoloji ve hammadde olarak çok ilerideyiz.

Bundan sonra sözleşmeli tarımın devlet tarafından desteklenmesini istiyoruz. Her yerde her üretim olmamalı. Organize sanayi bölgelerinin yanında organize tarım bölgeleri de olmalıdır, işbirliği halinde olmalılar. Bu alanda Türkiye’de ciddi teşvikler var. Biz yeni bir model yarattık. Eldeki bütçeyi doğru kullanma dersi verdik/aldık. Sektörde ciddi kayıplar da var. En önemli tehdit imar sorunudur. Ova zengin ama imar sorunu var. Tarım arazilerine rant için dokunulmamalı. Kesilen her ağaca bir fabrika eksilmiş gibi bakılmalı.

Gıdanın tedarikinde sorunumuz yok. Elimizdeki meyvenin uygulanabilirliğini artırıp sektörün önünü açmak lazım. Doğrusu şudur bilim var ise hatamızı düzeltiriz. Çürükten meyve suyu yapmak olanaksızdır. Rafa konan ürünün ömrü ciddi bir kalite kontrolünden geçtiği için uzundur. Meyve ve sütün aynı fiyattan satılması hane halkı ve tüketim alışkanlığı ile ilgilidir. İnsan ve toplum sağlığı en önemli parametremizdir.”

“Çiftçilerin de pandemideki sağlıkçılar gibi kahraman ilan edilmeleri lazım.”

“Sektörün sosyal yararları, çiftçilerin de pandemideki sağlıkçılar gibi kahraman ilan edilmeleri lazım. Zira üretimi aksatmadılar. Sağlıklı ürünleri soframıza ulaştırdılar. Su israfına gelince, yüzde 70 tarım üretiminde vardır. Geçen sene 1,3 milyon ton ürün aldık. Neyi doğru yaptık? Sürdürülebilir üretim zincirini geliştirdik. Kazancı bir milyon üretici ile paylaştık. Birbirimize yettik. İade mal almıyoruz. Dünyanın her yerinde rekabet gücümüz var. Söylemi değil, eylemi yeğliyoruz. ÖTV sorununun halledilmesi lazım. Bizi kendimize bıraksınlar. Su bizim gündemimizde hep var. Ürün desenlerini seçerken de çok dikkatliyiz. Bunu herkes yapmalı. Fabrika ve işyerlerimizde suyun değerini biliyoruz. Ve atık yönetimini iyi yaparak geri kazanımı da gerçekleştiriyoruz.”

Ozan Diren: “En ucuz meyve suyu bizde üretiliyor.”

DİMES Genel Müdürü Ozan Diren; meyve suyunda elma, nar ve portakalın dışarda çok iyi fiyata alıcı bulduğunu, tüm satışlardan elde edilen gelirin ise 1 milyon üretici ile paylaşıldığını belirtti. “En ucuz meyve suyu bizde üretiliyor.” diyen Ozan Diren, “Meyve suyunun bir “algı” sorunu var. Bunu neden düzeltemiyorsunuz?” sorusuna ise “Tanıtımda algı eksikliği sorunu kişisel bir sorun. Meyve ve portakalı magazinsel haber malzemesi haline getirmemeliyiz. Medyaya kendimizi daha iyi anlatmalıyız.” yanıtını verdi.

Pandemideki bağışıklık zorunluluğunun tüketimi özendirdiğine dikkat çeken Tunay Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Tuncer Kırtıloğlu da şunları kaydetti: “Kendimizi geliştirmek için Tabipler Birliği ile ortak çalışmamız var. Meyve sektörünü on kat yukarıya taşıyabiliriz. Fiyat denetiminde uygun sistemler “Sözleşmeli Üretim Sistemi” üreticiye çok kazandırıcı bir sistemdir. Yüzlerce bahçe ile kontratlı olarak çalışmak fiyat denetimini de sağlıyor. Devletin ilgili kurumları bu sayede rahatlıyor. Pandemideki bağışıklık zorunluluğu tüketimi özendiriyor. Mesela Almanya da nar eczanelere ilaç olarak satılıyor. Lokman Hekim’in elmayı mide için yararlı saydığı dönemlerde doktor yoktu.”

“Yüzde 10 ÖTV sektörü olumsuz etkiliyor.”

Yüzde 10 ÖTV’nin sektörü olumsuz etkilediğini söyleyen Aroma Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Atom Duruk, “Şu anda üretim yapmıyoruz. GEKAP ikinci kanserdir. Devlet bunu göremiyor. Doğadaki karbon izini yok etmek için tarımın özendirilmesi ağaç sayısının artırılması azalmaması lazım. ÖTV Ambalajdan devlet alıyor. Üreticiden tahsil ediyor. Koruyucu katkı olmadığını anlatmak lazım. Meyve suyunda, meyve aromasında koruyucu katkı yoktur. Medya meyve sektörünün yanında olması lazım.” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Ekşi: “Meyve suyu meyveye en yakın gıdadır.”

MEYED kurucularından Ayvansaray Üniversitesi Gastronomi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Aziz Ekşi, derneğin kuruluş hikayesini anlattığı konuşmasında, meyve suyunda çürük meyve kullanılması vb iddialara değindi. “Meyve suyu, meyveye en yakın gıdadır.” Diyen Prof. Dr. Ekşi, “Meyve yemek istiyorsan meyve suyu iç. Meyve nektarı meyvenin doğal yapısı ile üretilir. Meyveli içecekler yüzde 10 meyve içerir, gerisi serinleticidir. Meyve aromalıya, früktoz şurubuna gelince DSÖ günde 50 gramdan fazla şeker almayın diyor.

Bizde tüketim düzeyi yetersizdir. Portakal ve meyve yurt dışında en çok üretilen türdür. Bizde ise şeftali, kaysı nektarı en çok tüketilen çeşittir. Dış satımda da elma suyu nektardan fazladır. Algı sorununa gelince meyve suyu dediğimiz zaman su, nektar, meyvalı su ve meyve aromalı içecek akla gelmeli. En çok tüketilen ürün meyve suyudur.100 gram meyve suyunda 120 gram meyve emeği vardır. Meyveli içeceklerde meyve oranı dışında da içecekler vardır. Kategorilerimiz budur. Anlaşılmıyor muyuz? Anlatamıyor muyuz? Bizde AB gıda mevzuatı içindeki meyve suyu kategorisinin algısında sorun var. Moda bu alanda da vardır.1990’larda narın kadın cinselliğini artırdığı düşünülerek 3 yıl Japonlar çok tüketti, sonra tersi kanıtlanınca satış geriledi.

Meyve suyunda çürük meyve kullanılması konusu; hiçbir firma çürük meyveden meyve suyu yapmaz. Üretim bandı girişinde çok ciddi bir ayıklama vardır. Yıkama vardır. Temel kural üretimde yiyemeyeceğin ürünü banda sokma, at kuralı vardır. Markalar arası rekabetin çıkardığı söylentilerdir bunlar.”

[mc4wp_form id=”25750″]

YORUM YOK

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz