En büyük tehdit: Gıda ithalatına bağımlılık

0
873
MCC tarafından ortaya koyulan sarsıcı bir senaryo, pirinç, buğday ve mısır ithalatında %10 oranında bir düşüşün 55 milyon insanın aç kalmasına neden olacağını ve 58 ülkenin fiyat artışları karşısında mağdur olacağını gösteriyor.

MCC tarafından gerçekleştirilen bir araştırma iklim değişikliğinin ve kısıtlayıcı ithalat politikalarının dünya genelinde 200 milyon insanı etkileyecek bir gıda krizi yaratabileceğini ortaya koyuyor.

Buğday, pirinç ve mısır dünya genelinde beslenmenin temelini oluşturuyor ancak gelişmekte olan pek çok ülke kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecek düzeyde üretim yapamıyor. Dünyada Gıda ve İklim Değişikliği başlığı altında çalışmalar yürüten Mercator Araştırma Enstitüsü (MCC), nüfusunun beslenebilmesi için bu gıdaları büyük miktarlarda ithal etmek zorunda olan ülkelerin sadece bir ya da iki büyük ithalatçıya bağlı olmaları durumunda gıda güvenliklerini riske attıklarını açıkladı.

MCC araştırmacıları, sıcak hava dalgası veya kuraklık sonucunda ithalatların aniden kesilmesi durumunda farklı bölgelerin ne şekillerde etkileneceğini araştırdı. Araştırma sonucu başta Batı Afrika olmak üzere yoksul ülkelerin muazzam seviyede etkileneceğini gösteriyor.

Araştırmanın başyazarı Christopher Bren d’Amour Tayland’ı örnek olarak gösteriyor; “Dünya genelinde pirincin en büyük ithalatçısı olan Tayland ihracatını durdurmak durumunda kalırsa Moritanya’dan Nijerya’ya kadar 136 milyon insan bu durumdan etkilenir.” Gelişmekte olan bir ülke pazarında pirinç miktarı %5 oranında azalırsa bu ülkenin pazarında fiyat %17 oranında artış gösterecek.  Araştırmacılar günde iki dolardan az bir parayla geçinmek durumunda olan insanlar için bunun çok önemli bir oran olduğunu belirtiyorlar.

Araştırma Amerika’dan mısır ithalatına bağımlı olan ülkelerin de risk altında olduğunu gösteriyor. Amerika’nın üretimi durdurması durumunda başta Orta Amerika ve Karayipler olmak üzere 21 milyon insan açlık riskiyle karşı karşıya kalacak.
Tarımsal öngörülerin yer aldığı “OECD Agricultural Outlook 2014-2023”, artan nüfus ve beslenme alışkanlıklarındaki değişimler nedeniyle gelecek on yılda gıda üretiminin artması gerektiğini ortaya koyuyor ve başta Asya ve Latin Amerika’nın talebi karşılamak durumunda olan bölgeler olduğu gösteriyor.

Araştırma Amerika’dan mısır ithalatına bağımlı olan ülkelerin de risk altında olduğunu gösteriyor. Amerika’nın üretimi durdurması durumunda başta Orta Amerika ve Karayipler olmak üzere 21 milyon insan açlık riskiyle karşı karşıya kalacak. Özellikle Kuzey Afrika ve Orta Doğu ülkelerinden pek çoğu ithalata bağlı hububat fiyat artışlarına karşı savunmasız durumda.

Bren d’Amour bu durumun bir olasılık olarak göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtiyor. Rusya, Tayland ve Vietnam gibi pek çok ithalatçı ülke, kriz durumunda iç pazarlarını desteklemek amacıyla kısıtlayıcı ithalat politikalarını devreye sokma taraftarı. Aynı zamanda olağan dışı iklim koşulları ani tehlikeler oluşturuyor ve daha önce de hava durumundaki değişikliklerin yıkıcı etkileri olduğu görüldü.

MCC tarafından ortaya koyulan sarsıcı bir senaryo, pirinç, buğday ve mısır ithalatında %10 oranında bir düşüşün 55 milyon insanın aç kalmasına neden olacağını ve 58 ülkenin fiyat artışları karşısında mağdur olacağını gösteriyor. Araştırma yazarlarından Felix Creutzig; “Vietnam’da pirinç üretimi yapılan Mekong deltasını sel basması durumunda Lagos ve Nijerya’nın kenar mahallelerinde yaşayan insanlar pirinç gibi temel besin kaynaklarından birini artık alamayacak duruma gelebilirler.” uyarısında bulunuyor. Bu tespit bir bölgedeki iklim kaynaklı risk ile dünyanın bir başka bölgesinde açlık seviyesi arasındaki ilişkiyi açık bir şekilde gösteriyor.

Bu durum Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün  (OECD) son istatistikleri de göz önüne alındığında oldukça endişe verici bir hal alıyor. Tarımsal öngörülerin yer aldığı “Agricultural Outlook 2014-2023” artan nüfus ve beslenme alışkanlıklarındaki değişimler nedeniyle gelecek on yılda gıda üretiminin artması gerektiğini ortaya koyuyor ve başta Asya ve Latin Amerika’nın talebi karşılamak durumunda olan bölgeler olduğu gösteriyor. Asya ve Latin Amerika’nın gelecek on yılda fazladan gerçekleştirilecek tarımsal üretimin %75’inden fazlasını karşılaması bekleniyor.

MCC araştırmacıları potansiyel gıda krizlerine karşı önleyici tedbirlerin alınması gerektiğini belirtiyorlar. Bu tedbirlerin başında; yerel tarımın güçlendirilmesi, ülkelerin ticaret ortaklarının sayısını arttırması ve daha çeşitli bir beslenmenin desteklenmesi yer alıyor.

Tarımsal sulama yöntemlerinin kullanılması ve yıl içerisinde birden fazla hasat yapılması, farklı ekinlerin tarımının yapılması tropik ve alt tropikal bölgelerde gelirin artmasına yardımcı olabilir. Araştırma sonucunda ayrıca gelişmekte olan ülkelerdeki insanların gelir düzeyi arttıkça insanların fiyat dalgalanmalarının etkilerinin üstesinden gelebilmelerinin daha kolay olacağı belirtiliyor.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz