Sen neymişsin probiyotik!

0
847
Sen neymişsin probiyotik!

Son yıllarda adından en sık bahsedilen ürünler haline gelen probiyotiklerin, sindirim sisteminden kilo kontrolüne, insülin direncinden karbonhidrat emilimine kadar vücudumuz için birçok faydası bulunuyor.

Genel sağlığın korunması söz konusu olduğunda beslenme alışkanlıklarımız dikkat edilecekler listesinde ilk sıralarda yer alıyor. Ancak bu konuda doğru bilgileri ve doğru zamanda uygulamak son derece önem taşıyor. Özellikle son yıllarda yıldızı giderek parlayan probilotikler de hak ettikleri değeri bulmaya başladı. Zira bu konuda yürütülen birçok araştırma, probiyotiklerin hem fiziksel, hem de ruh sağlığımız için ne denli önemli olduğunu ortaya koyuyor. Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Hilal Karaca,özellikle vücudumuzun ikinci beyni olarak adlandırılan bağırsak sistemi için probiyotiklerin belirli yollarla ve yeterli miktarda alınması gerektiğini anlattı.

Bağırsak sağlığı için vazgeçilmez

Bağırsağımızdaki farklı çeşit mikroorganizmalar toplulukları birçok metabolik işleve sahip olan bağırsak floramızı oluşturuyor. Probiyotikler bu noktada devreye giriyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Hilal Karaca, probiyotiklerden elde edilecek faydaların bazılarını şöyle sıraladı:

“Bağırsak sistemini düzenler, Bağışıklığı güçlendirmeye ve kilo kontrolüne yardımcı olur. Bağırsak duvarını güçlendirir, kanser riskini azaltır, kalp hastalıklarına karşı koruyucu görev üstlenir. Karaciğeri korur ve besinlerin içerisindeki alerjenlerle savaşarak zararlı maddeleri temizler.”

Her gün düzenli tüketilmeli

Takviye ya da besinler yoluyla alınabilen probiyotiklerin vücudumuzdaki etkilerinin görülebilmesi için her gün düzenli olarak tüketilmesi gerekiyor. Probiyotik ile zenginleştirilmiş yoğurt, kefir, boza, tarhana, fermente besinler, sirke, fermente peynirler hem ulaşılması kolay hem de kolaylıkla tüketilebilecek probiyotik besinler arasında yer alıyor. Probiyotiklere besin sağlayan prebiyotikler olarak ise yer elması, soğan, sarımsak, pırasa, kuşkonmaz, hindiba, keten tohumu, arpa ve yulaf olarak sıralanıyor. Hilal Karaca, “Gün içerisinde ana veya ara öğünlerimize ekleyeceğimiz bir kâse probiyotikten zengin yoğurt ve ya bir bardak kefir probiyotik tüketimimizi düzenlememize yardımcı olabilir” dedi.

Çocukluktan yatırım yapılmalı

Probiyotikler çocuklar için de son derece önemli. Bağırsakların sisteminin yanında bağışıklık sistemini de güçlendirmede çok büyük yarar sağlıyor. Karaca, yetişkin dönemde bağışıklık ve bağırsak sistemimizin güçlü olabilmesi için yatırımlara çocukluk döneminde başlamamız gerektiğini söyleyerek, çocuk beslenmesinde probiyotiklere nasıl yer verilmesi gerektiği konusunda şu bilgileri verdi:

“Gün içindeki çoğu öğünde mutlaka probiyotikten zengin olan yoğurt tüketimi arttırılmalı. Kefiri, çocuğumuzun zevkine göre çeşitlendirerek, mesela içine meyve doğranarak, çocuğumuzun daha severek tüketmesine yardımcı olabiliriz. Ayrıca, sağlıklı bağırsak mikrobiyotasi çocuğumuzun psikolojisini iyi yönde etkileyerek daha iyi bir ruh haline sahip olmasına da yardımcı olacaktır.”

Daha küçük yaşlarda ve bebeklik döneminde ise anne sütü önemli bir probiyotik kaynağını oluşturuyor. Pek çok farklı mikroorganizmadan oluşan anne sütü mikrobiyotası bebek için çok önem taşıyor. Anne sütü probiyotik içeriğinin annenin bağırsak florasından ve beslenmesinden de etkilendiğini hatırlatan Karaca, “Bebeğin bağırsak ve bağışıklık sisteminin güçlenmesi adına annenin hamilelik ve emzirme dönemi boyunca probiyotik besinleri tüketmesi yarar sağlayacaktır. Böylece anne sütü de probiyotik içeriği açısından zenginleştirilecektir” bilgisini paylaştı.

Probiyotik eksikliği nasıl anlaşılır?

Probiyotik eksikliğini anlamanın en kolay yolu bağırsak sisteminde ortaya çıkan gaz, kabızlık, diyare veya şişkinlik hissi gibi bazı sorunlar olabiliyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Hilal Karaca, “Bu eksikliği giderebilmek için, günlük beslenmemizde daha çok probiyotik ve prebiyotik besinlere yer vermemiz önemli bir role sahiptir. Günde mutlaka 2-3 porsiyon yoğurt, cacık ve ayran gibi besinleri beslenmenize ekleyin. Eğer ihtiyacınız daha fazla probiyotik ise günde 1 porsiyon probiyotikli yoğurt ve ya kefir de ekleyebilirsiniz. Salatalarınıza mutlaka sirke kullanmayı unutmayın. Prebiyotik olarak mutlaka lif tüketiminizi arttırın, haftada en az 2 porsiyon kurubaklagil tüketin. Gerektiğinde doktorunuza ve diyetisyeninize danışarak size uygun takviye olarak probiyotik desteğini düşünebilirsiniz.” şeklinde konuştu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz